20 Aralık 2020 Pazar

Sarı Koltuk

SARI KOLTUK Yapayalnız yürüyorum bugün sokakların koynunda Sadakatim vaz geçiyor sebepsiz yırtıklardan Uyanıyor hüzünlü dünya yatağı, zoruna gidiyor içimin Arıyorum boşluğumu, dibinde kendim, konuşuyorum. Sonra bir çöp konteyneri takılıyor gözüme ötede Bir koltuk var yanında, bacağı kırık, yüzü sapsarı Üstündeki onca acıyı sığdıramamışlar içine Anılardan savılıp savrulmuş, terk edilmiş… Yaklaşıyorum yanına, dokunmam lazım sana Yerle bir olsan da, gidene kadar düzgün dur hiç olmazsa Sarı koltuk, ne yapmışlar sana, kimler kesmiş seni? İçindeki yaylar, demir parmaklıklar alınmış, mutluluğun çalınmış. Paramparça yüreğin, dağılmış omurga ve iskeletin, Bekliyorsun, belki korkuyorsun ateşe atılmaktan Korkma sarı koltuk, kütüphanemin yanı boş, Döşemeci de var mahallemde, önce ona uğrarız, sonra bana… Söz ver ama bir daha gelmeyeceksin buralara, Terk etmeyeceksin beni kitaplarımın limanında Ustanın seni tamir edeceği gibi, sen de, sen de Destek olacaksın, dolduracaksın içimi, kurtaracaksın… Biliyor musun sarı koltuğum, arkadaşım Bomboş bir hayata bırakmışım kendimi, İçime gömdüğüm sevincim çoktan tedavülden kalkmış Gönlümdeki nezarethanede büyük isyanlar başlamış… Ölüm belgemi elime tutuşturmuşum, Defin iznimi verecek yetkiliyi arıyorum. Otopsi bulgularımı saklamışım yüksek kara kutulara Kimliğimi teslim etmişim içimdeki bataklıklara. İçimdeki boşluğu darma duman ediyorum şimdi Gözümdeki cereyandan açığa üflüyorum sesimi, Ağır başım önümde dolaştığıma bakma sen, Kalabalıklar içinde kimseye bakamıyorum zaten. Yıllar görüyorum yüzlerinde, aylar ve dakikalar da ellerinde Kendimi koyamıyorum hiçbir yere, ayağım senin yanına geliyor Çöp toplayanları daha iyi anlıyorum, birbirimizin aynısı Ama ben çok şanslıyım, seni buldum içimin yarası Kafam yankılanıyor be sarı koltuğum, koşmam lazım, Yürüyen merdivenin sonuna geldim, adım atamıyorum Nereye tutunsam çıkamıyorum, zihnim dumanlı ve uyuşmuş Dopdolu bir boşluğu yaşıyorum ruhum baştan sona sarhoş. İzin vermediler yıllarca, yedi adımla dolanıp durdum yalnızlığımda Koşacağız değil mi arkadaşım, kan ter içinde bütün kitaplara, Anlamın altını üstüne getireceğiz, artı eksi sonsuzlukta… Sonra ulaşacağız oraya, hiç de uzak değil, uçar adımlarla Hemen tanıştırayım seni sayfa ayracı kanatlarımla… Ahmet Gencal ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ Ahmet Gencal'ın şiir, deneme ve öykülerini okumak için; İncetezet Edebiyat: https://www.incetezat.com/author/ahmetgencal/ Ahmet Gencal'ın Sosyal Medya Hesapları: Web Sitesi: http://ahmetgencal.com/ Instegram: https://www.instagram.com/ahmetgencal71 Facebook: https://www.facebook.com/ahmet.gencal.56 Twitter: https://twitter.com/agencal71 Ahmet Gencal'ın Basılı Eserleri: 1- Hayatım Çaykara (Deneme) | 2015; ISBN: 978-605-9837-10-1 Satın Almak İçin: https://cinius.shop/product/hayatim-caykara/ 2- Baba ile Oğul Arasında Elektronik Mektuplaşma ( Deneme) | 2018; ISBN: 978-605-296-697-6 Satın Almak İçin: https://cinius.shop/product/baba-ile-ogul-arasinda/ 3- Keşke Bugün Yarın Olsa (Hikaye) | 2018; ISBN: 978-605-793-253-2 Satın Almak İçin: https://cinius.shop/product/keske-bugun-yarin-olsa/ 4- Turuncu Mandal (Şiir) | 2020; ISBN: 978-625-786-392-6 Satın Almak İçin: https://cinius.shop/product/turuncu-mandal/ 5- Karınca Faytonları (Deneme) | 2020; ISBN: 978-625-7255-65-3 Satın Almak İçin: https://cinius.shop/product/karinca-faytonlari/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder